Muhalefetin önerge zaferi

Yeni Yol Grubu’nun ‘Engelliler Bakanlığı Kurulmasını’ da öngören Meclis Araştırması Önergesi’, Genel Kurul’da sayıca üstün olan muhalefet milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi. İktidar sıralarında ki boşluktan yararlanan muhalefet partileri, CHP, DEM Parti, İYİ Parti, Yeni Yol Partisi’nin önergesine verdikleri destekle araştırma komisyonu kurulmasının yolunu açtı. Meclis Genel Kurul'unda çoğunlukla üzerinde mutabakat sağlanan önergeler kabul ediliyor.

Muhalif- Ankara

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM), engelli bireylerin yaşam kalitesini artırmak, kamu hizmetlerine erişimlerini kolaylaştırmak ve haklarını daha etkin şekilde koruyarak toplumsal hayata tam katılımlarını sağlamak amacıyla Meclis Araştırması açılması kararı alındı. Yeni Yol Grubu adına Grup Başkanvekili ve Muğla Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ ve milletvekilleri tarafından verilen önerge, TBMM Başkanvekili Celal Adan'ın yönettiği oturumda kabul edildi.

Önergede, Anayasa’nın 10. maddesi uyarınca devletin engellilere yönelik pozitif ayrımcılık yapmasının bir yükümlülük olduğu vurgulanarak, mevcut hizmetlerin birçok farklı bakanlık ve kamu kurumu arasında dağınık bir şekilde sunulduğuna dikkat çekildi. Bu dağınıklığın hizmetlerin etkinliğini azalttığı ve engelli bireylerin haklarına erişimini zorlaştırdığı ifade edildi. Bu nedenle, engellilere yönelik tüm hizmetlerin tek çatı altında toplanması ve kamu politikalarının daha bütüncül yürütülmesi amacıyla "Engelliler Bakanlığı"nın kurulmasının gerekliliği vurgulandı.

Kabul edilen önerge kapsamında, engellilere yönelik hizmetlerin koordinasyonunun sağlanması, mevcut sorunların nedenlerinin araştırılması ve gerekli yasal düzenlemelerin tespiti için Anayasa’nın 98. ve TBMM İçtüzüğü’nün 104 ile 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırması yapılması kararlaştırıldı.

Önergeye ilişkin konuşmasında Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, Birleşmiş Milletler tarafından 3 Aralık’ın "Uluslararası Engelliler Günü" ve 10-16 Mayıs tarih aralığının "Engelliler Haftası" olarak kabul edildiğini hatırlatarak, bu özel günlerin bir kutlamadan çok farkındalık oluşturma amacı taşıdığını belirtti.

Konuşmasında, geçmişte engellilere yönelik kullanılan aşağılayıcı tanımlamalardan duyduğu rahatsızlığı dile getiren Özdağ, devletlerin gelişmişlik düzeyinin engelli bireylere sağladıkları pozitif ayrımcılık ile ölçüldüğünü ifade etti. Ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 13’ünün engelli bireylerden oluştuğunu vurgulayan Özdağ, buna rağmen kamuda ve toplumda yeterli farkındalık oluşturulamadığını söyledi.

TÜİK verilerine göre 10 milyonun üzerinde engelli bireyin yoksulluk sınırının altında yaşam sürdüğüne dikkat çeken Özdağ, engellilere ayrılan bütçenin yetersizliğine, kamuda boş kalan engelli kadrolarına atama yapılmamasına ve eğitimde yaşanan fırsat eşitsizliklerine değindi. Özdağ, özel sektörün de zorunlu engelli istihdam oranlarında desteklenmesi gerektiğini ifade etti.

Konuşmasında ayrıca 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun’un uygulanamamasına değinen Özdağ, 2005 yılında çıkan bu kanunun yönetmeliğinin hâlen çıkarılmadığını ve bu sebeple erişilebilirlik düzenlemelerinin 20 yıldır tamamlanamadığını söyledi. Özdağ, “Sayın Bakana söyleyin, bu kanunun yönetmeliğini bir an önce çıkarsınlar” diyerek iktidar milletvekillerine çağrıda bulundu.

Engellilere yönelik hizmetlerin farklı bakanlıklar arasında dağınık bir biçimde sunulduğunu belirten Özdağ, Avrupa’da pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de Engelliler Bakanlığı’nın kurulması gerektiğini belirtti. Tek bir bakanlıkla engelliliği önleme, engellileri üretime kazandırma gibi hedeflerin daha etkin biçimde yürütülebileceğini ifade etti.

Özdağ ayrıca, Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde otistik çocuklar için hayata geçirdiği projeyi örnek göstererek, bu modelin tüm organize sanayi bölgelerine yaygınlaştırılması gerektiğini belirtti.

TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen bu önergeyle, Engelliler Bakanlığı’nın kurulması da dahil olmak üzere engelli bireylerin sorunlarının araştırılması ve çözüm yollarının belirlenmesi için Meclis Araştırması yapılacak.

Genel Kurul’da kabul edilen önerge şöyle:

Muğla Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Selçuk Özdağ ve 22 milletvekili tarafından engellilere yönelik tüm hizmetlerin tek bir çatı altında toplanması ve kamu politikalarının daha bütüncül ve koordineli bir şekilde yürütülmesi amacıyla engelliler bakanlığı kurulması da dâhil yasal düzenlemelerin yapılması ve engellilerin sorunlarının tespit edilerek atılacak adımların belirlenmesi amacıyla 14/5/2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergemizin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 14/5/2025 Çarşamba günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN - Önerinin gerekçesini açıklamak üzere YENİ YOL Partisi Grubu adına Muğla Milletvekili Sayın Selçuk Özdağ.

Buyurun Sayın Özdağ. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

YENİ YOL GRUBU ADINA SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; engellilerin sorunları ve bakanlığının kurulması önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Birleşmiş Milletler 1992 yılında aldığı bir kararla 3 Aralık tarihini Uluslararası Engelliler Günü olarak ilan etmiş ve sonrasında Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler tarafından, ek olarak yine üye 156 devlet 10-16 Mayıs tarihlerinin Engelliler Haftası olarak kutlanmasını kararlaştırmıştır. Aslında bu özel gün ve söz konusu hafta bir kutlama seremonisinden çok, engelli vatandaşlarımız için farkındalık oluşturmak adına müstesna zamanlardır.

Kısa bir zaman öncesine kadar yasalarımızda yer bulan tanımlamalar bile engelli vatandaşlarımızı aşağılayan ve onları bizler adına utandıran ifadeler içermekteydi. Onları "sakat" diyerek tanımlayan ifade ve hitaplar duyarlı insanlarımızın çabalarıyla yerini daha makul ifadelere bıraktı. Bir devletin gelişmiş ve medeni bir ülke olup olmadığı her şeyden önce fiziksel ve mental engeli olan vatandaşlarına uyguladığı pozitif ayrıcalıkların derecesiyle ölçülür. Maalesef, ülkemiz nüfusunun yaklaşık yüzde 13'ünün engelli kabul edildiği, etrafıyla birlikte 30 milyon vatandaşımızı ilgilendirdiği bilinen bir konuda başta yöneticiler olmak üzere ciddi bir farkındalık oluşturulmadığını üzülerek yaşamaktayız. Leyleklerin beslenmesi ve korunması için dahi vakıf kuran, onları düşünen ve gözeten bir geleneğe sahip milletimizin böyle bir konuda bigâne kalması elbette salt toplumun kendi kusuru değildir.

TÜİK verilerine göre 10 milyonun üzerinde olan engelliler mutlak açlık ve yoksulluk sınırı altında bir yaşam sürdürmektedir. Milyonlarca engellinin bütçeden aldığı pay yüzde 2'nin altındadır ve bu bütçe artırılmalı ve eğitim, sağlık, sosyal hizmetler alanında insan onuruna yakışır yaşam koşullarıyla engelli ödenekleri ödenmelidir. Şu anda yapılan ödemeler yoksulluk sınırının onda 1'i düzeyine inmiştir. Kamuda kotaları hâlâ boş olan engelli kadrolarına atama yapılmazken 10 binlerce engelli vatandaşımız atama beklemektedir. Yaşayanların çok iyi bildiği bir husus da mesela, karma sınıflarda eğitim almaya çabalayan ailelerin engelli çocukları devletimizin ne kadar koruması altındadır? Zira, uygulamalarda görüyoruz ki toplumun duyarsızlığı da eklenince vicdanları kanatan olaylar yaşanmaktadır. Engeli olmayan çocuklarımızın bile her türlü fırsat eşitsizliği yüzünden doğru dürüst eğitim göremediği ülkemizin engelli çocuklarının ne durumda olduğunu maalesef bilen ve yaşayan herkes farkındadır. Mesela pandemi dönemi, evlerinde hapis kalan engelli vatandaşlarımız için bir kâbus hâline dönüşmüştü. Büyük bir kısmı zaten kendi başlarına yaşamlarını sürdürmekte zorlanan engellilerimiz Hükûmetten yeterli desteği almamış ve hâlâ da alamamaktadır. Şu an kamu sektöründe 70 bin engelli çalışan vatandaşımız vardır. Atama bekleyenlerin atamalarının bir an evvel yapılarak çalışma hayatına başlamaları sağlanmalıdır. Çalışma hayatındaki engelli kamu personelinin özellikle idarecileri tarafından maruz kaldıkları mobbinge varan uygulamaların önüne geçilmelidir. Hükûmet hizmetli kadrosuna atama yapmaktan ivedilikle vazgeçerek bu kadroları memur, bilgisayar işletmeni, veri hazırlama ve vesaire kadrolara dönüştürerek atama yapmalı; şu an hizmetli kadrosunda görev yapan personel de eğitim durumlarına göre uygun kadrolara sınavsız olarak atanmalıdır. Diğer taraftan, toplu sözleşmelerde engellilerin maaş artış oranları gelirlerine göre değil, giderleri göz önüne alınarak yapılmalıdır. Özel sektörde ise zorunlu engelli istihdam oranıyla devlet desteği artırılmalı ve şartlar da mutlaka iyileştirilmelidir. 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun'da 2005 yılında yapılan değişiklikle "Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler şehir içinde kendilerince sunulan ya da denetimlerinde olan toplu taşıma hizmetlerinin özürlülerin erişilebilirliğine uygun olması için gereken tedbirleri alır. Mevcut özel ve kamu toplu taşıma araçları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlüler için erişilebilir duruma getirilir." denmektedir. 2005 yılında bu kanun çıkmıştır. Bu kanun çıktıktan sonra yedi yıl otobüs firmalarına, uçaklara ve de trenlere imkân verilmiştir. "Siz, yedi yıl içerisinde bu arabalarınızı, bu ulaşım araçlarınızı modifiye edeceksiniz ve özürlülerin, zihinsel engellilerin, ortopedik engellilerin ve aynı zamanda görme engellilerin ve işitme engellilerin yaşayacakları ve seyahat edebilecekleri hâle dönüştüreceksiniz." denilmişti. Peki, oldu mu? Yedi yıl sonra bir beş yıl daha uzatıldı. Bakın, 7 artı 5 daha 12 sene oluyor. Ardından bu sefer dediler ki "Olmadı." Bir üç sene daha uzattılar, 2020 yılına geldik; on beş sene geçmişti. 2020 yılında ne oldu? Sayın Cumhurbaşkanı bu yılı "Engellilerin Erişilebilirlik Yılı" ilan etti. Hem kanun çıkmış hem bu kanunun yönetmeliği çıkmamış ve de bu yönetmelik çıkmadığı için bu kanun kâğıt hükmünde, başka hiçbir özelliği yok ve siz kalkıyorsunuz 2020'yi "Engelliler Yılı" ilan ediyorsunuz. Güler misiniz, ağlar mısınız diyeceğim, diyemiyorum ve ardından bu sefer de şunu yapıyorsunuz: Beş yıl da oradan geçiyor, tam yirmi yıl geçmiş bu kanun çıkartılalı ve insanların seyahat etme özgürlüğü var ve bu seyahat etme özgürlüğünü bu kanunun yönetmeliği çıkmadığı için de engelliyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun tamamlayın.

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Tamamlayayım Başkanım.

Ben buradan Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerine sesleniyorum: Lütfen, Sayın Bakanlığa söyleyin, bu kanunun yönetmeliğini bir an önce çıkarsınlar ve insanlar trenlerde, uçaklarda veyahut da otobüslerde kendi engellerini ortadan kaldıracak bir iklimle, bir ortamla seyahat etsinler.

Bir engelliler bakanlığı kurulmalıdır Türkiye'de. Bu Engelliler Bakanlığı niçin kurulmalıdır? Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığıyla beraber de 2 bakanlık daha olmak üzere yani Hazine ve Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı engellilerle ilgileniyor, darmadağın bir yapı var ve bunların alet ve edevatları alınacak, bunlar güncellenmiyor. Aynı zamanda tek bir bakanlık olursa ki Avrupa'da çok ülke engelliler bakanlığı kurdu. Türkiye'nin de bir an önce bu engelliler bakanlığını kurarak önce engelli oluşu önleme, sonra engelli olduktan sonra da bütün imkânlara rağmen ve bunları tekrar üretime kazandırabilmek için işlevsel yapılabilmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Bunun bir tane örneğini de Manisa Organize Sanayi'de otistik çocuklar için yapmıştım. İktidar partisine sesleniyorum, onu da inceleyin, bakın, dünyada bir numaradır. Bunu da bütün organize sanayilere şamil edin ve böylece otistik çocukların da anne ve babalarının yanından üretime doğru gönderin ve anne babaları da rahat ettirin diyorum.

Bu önergeye de destek vermenizi istirham ediyor, teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (YENİ YOL ve CHP sıralarından alkışlar)

İLGİLİ HABERLER