Mansur Yavaş'tan soruşturma talebi ile ilgili ilk açıklama

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, konser harcamalarına ilişkin soruşturma izni talebine yanıt vererek İçişleri’ten izin aranmasına gerek görmediklerini ve çağrılması halinde gönüllü ifade vereceklerini açıkladı.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, konser harcamalarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturma izni talep edilmesine dair yazılı bir açıklama yaptı. Yavaş, açıklamasında “İzin almaya gerek yok, çağırırlarsa gönüllü olarak ifadeye vermeye hazırız” ifadelerini kullanarak iddiaları reddetti ve sürecin siyasi amaçlarla yürütüldüğünü öne sürdü.

Yavaş, görev süresince attığı adımları hukukun evrensel ilkelerine, demokratik değerlere ve kamu vicdanına göre attığını belirterek, “Ankara halkının bir kuruşunun, bir imzasının hesabını vermekten hiçbir zaman çekinmedim” dedi. Yapılan denetimlere işaret eden Yavaş, Mülkiye Müfettişleri ile MASAK tarafından kapsamlı incelemeler yapıldığını, belgelerin satır satır incelendiğini ve sonuçların işlemlerinin şeffaf olduğunu gösterdiğini savundu.

Açıklamada, iddianamede Yavaş’ın isminin yer almamasıyla bazı çevrelerin rahatsız olduğuna dikkat çekildi. Yavaş, soruşturmayı sızdıran ve sürece siyaseten müdahil olan kişiler hakkında işlem beklediklerini ifade etti. Ayrıca, “Kolaylık sağlamak, sürecin uzamasına fırsat vermemek adına izin alınmasını bile gerek görmüyoruz. Hesabını veremeyeceğimiz tek bir işlemimiz yoktur” şeklinde konuştu.

Yavaş, açıklamasında hukukun siyasetin malzemesi haline getirilmemesi gerektiğini vurguladı ve adaletin tarafsızlığını savundu: “Demokrasi sadece sandıkta değil, adalete güvenle yaşar. Adaleti siyasetin malzemesi yapmayın.”

Soruşturmayı yürüten savcılık ve İçişleri Bakanlığı yetkililerinden konuyla ilgili sonraki adımlar ve olası çağrıya ilişkin resmi bir açıklama bekleniyor.

Mansur Yavaş'ın açıklamasının tamamı şöyle:

Görev sürem boyunca her adımımı hukukun evrensel ilkeleri, demokratik değerler ve kamu vicdanı doğrultusunda attım. Ankara halkının bir kuruşunun, bir imzasının hesabını vermekten hiçbir zaman çekinmedim.

Bugün bir kez daha açıkça söylüyorum:

Hiçbir iddia, hiçbir girişim; şerefime, itibarımıza ve inandığım değerlere gölge düşüremez.

Çünkü ben doğruyu yaptım. Çünkü ben milletimin emanetini namus bildim.

Bu süreçte defalarca devletin kendi kurumları, Mülkiye Müfettişleri ve MASAK yetkilileri tarafından kapsamlı incelemeler yapıldı.

Belgeler, dosyalar, hesaplar satır satır incelendi. Sonuç açık ve nettir: Her işlemimiz şeffaftır, her kuruşun kaydı vardır.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma yürütmesi için İçişleri Bakanlığı’ndan izin almasına gerek yoktur.

Çağırırlarsa, gönüllü olarak ifadeye vermeye hazırız. Çünkü bizim gizleyecek, çekinecek, saklayacak hiçbir şeyimiz yoktur.

Kolaylık sağlamak, sürecin uzamasına fırsat vermemek adına izin alınmasını bile gerek görmüyoruz. Hesabını veremeyeceğimiz tek bir işlemimiz yoktur.

Ancak bir hususu da kamuoyuyla paylaşmak isterim: Mesele öyle çok tartışıldı ki, devletin kendi müfettişleri geldi, baktı.

Osman Gökçek’in sayfalarca sunduğu belgeleri devletin en yüksek denetim makamı olan Mülkiye Müfettişi tek tek inceledi, didik didik etti. Sonuç ortadadır: Mülkiye Müfettişleri ifadeye çağırmaya bile gerek görmemiştir.

Hafta başında hazırlanan iddianamede ismimizin yer almaması, anlaşılan o ki bazı çevreleri rahatsız etmiştir.

Geçtiğimiz günlerde eski dönem yolsuzluklarına ilişkin detaylı açıklamayı zaten basın toplantımda yapmıştım.

Tek tek hepsini yeniden anlatmayacağım ama yapılan çifte standartlar hukuk devletinin üzerine gölge düşürmektedir.

Biz hem bu konularla ilgili hem de soruşturmayı sızdıran ve sürece siyaseten müdahil olan kişiler hakkında işlem yapılmasını bekliyorduk.

Ancak ne yazık ki, tam tersine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bizim hakkımızda DENETİM GÖREVİMİ YETERİNCE YAPMADIĞIM gerekçesiyle soruşturma izni talebinde bulunduğunu öğrendik. Bu durum, adaletin terazisini şaşırtmak isteyenlerin çabasıdır.

Bizim kapımız devlete de adalete de sonuna kadar açıktır. Ama kimse unutmasın: Bu ülke, adaleti eğip bükerek yönetilemez.

Unutmayın; gün gelir, bu kantar herkesi tartar.

Demokrasi sadece sandıkta değil, adalete güvenle yaşar. Adaleti siyasetin malzemesi yapmayın. Çünkü hukuk, bir gün herkese lazım olacaktır.

Bizim kapımızı çalmak kolaydır, çünkü biz hesap vermekten korkmayız. Zor olan, kirli kapıların önüne gitmektir. Siz o kapıları atladınız.

İLGİLİ HABERLER