Diplomasi kariyeri boyunca dünyanın en zorlu ve kritik bölgelerinde görev alan Özdeş’in ölümü, hem memleketi Kırşehirde, hem de diplomasi çevrelerinde üzüntüyle karşılandı.
Cumhuriyet’in ilk yıllarına tanıklık eden köklü bir aileden gelen Müfit Özdeş, Atatürk’ün yakın silah arkadaşlarından Lütfi Müfit Özdeş’in torunu, Türkiye İş Bankası’nın kurucuları arasında yer alan Mithat Özdeş’in ise oğluydu. Sahip olduğu bu tarihsel mirası, yaşamı boyunca çok yönlü kişiliği ve üretken çalışmalarıyla ileriye taşıdı.
Gençlik yıllarında sporla yakından ilgilenen, kalecilik yapan ve gazeteciliğe merak duyan Özdeş, diplomasi mesleğinde de klasik kalıpların ötesine geçen bir çizgi benimsedi. Görev yaptığı ülkelerde masa başı diplomasiyle yetinmeyen, sahada aktif rol alan ve riskli koşullarda sorumluluk üstlenen bir büyükelçi olarak tanındı. Somali, Kuzey Irak, Libya ve Afganistan gibi çatışma ve kriz bölgelerinde yürüttüğü görevler, onun mesleki cesaretini ve sahadaki etkinliğini ortaya koydu.
Diplomat kimliğinin yanı sıra edebiyata olan ilgisiyle de bilinen Müfit Özdeş bu yönüyle yalnızca bir devlet insanı değil, aynı zamanda kültür ve düşünce dünyasına katkı sunan bir aydın olarak da anıldı.
Büyükelçi Müfit Özdeş anılarında renkli, eğlenceli bir dille siyaset, diplomasi ve özel yaşamına dair değerlendirmeler yapıyor, dostlarını anlatıyor. Kaleci olarak yaşadığı futbol yılları, çeşitli dergilerde yaptığı gazetecilik serüveni de kitabın önemli unsurlarından.
Gazeteci Faruk Bildirici’nin Müfit Özdeş ile gerçekleştirdiği ve büyük ilgi gören röportajını okumak için tıklayınız.
