AYM'den emsal karar: HTS kayıtları tek başına tutuklama gerekçesi olamaz

Anayasa Mahkemesi, eski HDP milletvekili Hüda Kaya’nın tutuklanmasında HTS kayıtlarının yeterli delil sayılamayacağına hükmetti ve 200 bin TL tazminat kararı verdi.

Anayasa Mahkemesi (AYM), içeriği belli olmayan HTS kayıtlarının tutuklama gerekçesi olamayacağına hükmetti. Karar, eski HDP milletvekili Hüda Kaya’nın tutukluluğuna dair yapılan bireysel başvuru kapsamında verildi.

AYM kararında, "İçeriği belli olmayan görüşme kayıtlarının kuvvetli suç belirtisi olarak kabulü mümkün görülmemiştir" ifadelerine yer verildi. Mahkeme ayrıca, Hüda Kaya’ya 200 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Kobani olaylarına dair fezleke ve tutuklama süreci

2014 yılında yaşanan Kobani protestoları nedeniyle, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı HDP MYK üyeleri hakkında soruşturma başlattı. Dönemin HDP milletvekili olan Hüda Kaya hakkında "PKK/KCK propagandası" ve "6-8 Ekim olaylarına halkı teşvik" suçlamalarıyla fezleke hazırlandı.

Hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulan Kaya, 2023 yılında kaçaklık kararı sonrası İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alınarak tutuklandı. Aynı gün dosyaya erişim kısıtı getirildi.

AYM'den hak ihlali ve tazminat kararı

Hüda Kaya, 25 Haziran 2024’te tahliye edildikten sonra Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı. Başvuruda, tutuklama tedbirlerinin hukuki olmadığı, dosyaya erişimin kısıtlandığı ve aynı fiilden mükerrer yargılamaya maruz kaldığı öne sürüldü.

AYM, soruşturma makamlarının kuvvetli suç belirtisi ortaya koyamadığını, Kaya ile meydana gelen şiddet olayları arasında illiyet bağı kurulamadığını belirtti. Dosyaya erişimin kısıtlanmasının da hak ihlali oluşturduğuna hükmetti.

HTS kayıtları tek başına yeterli değil

Kararda, son dönemde birçok soruşturmada delil olarak kullanılan HTS verilerine yönelik dikkat çeken ifadeler yer aldı:

“Bu HTS kayıtlarının dokuz yıllık bir süreye ilişkin olduğu görülmüştür. Bu zaman zarfında bir siyasetçinin onlarca farklı kişi ile görüşmesi olağandır. Pek çok kişinin çeşitli sebeplerle irtibat kurmak isteyeceği bir siyasetçinin kendisini arayan kişilerin kim olduğunu bilmemesi mümkündür. Bu durumda, içeriği belli olmayan telefon görüşme kayıtlarının başvurucuya isnat edilen suçlar bakımından kuvvetli suç belirtisi olarak kabulü mümkün görülmemiştir.”

AYM, Anayasa’nın 19. maddesinin sekizinci fıkrasının da ihlal edildiğini belirtti ve Kaya lehine manevi tazminata hükmetti.

İLGİLİ HABERLER