Sıtma, dang humması, zika ve Batı Nil ateşi gibi hastalıklar sivrisineklerle bulaşabiliyor ve her yıl yüz binlerce insanı etkiliyor. 2007’de Arizona’nın Glendale kentinde David Hancock, tek bir sivrisinek ısırığı sonucu Batı Nil virüsü kaptı ve yaşam mücadelesi verdi.
O dönemde 49 yaşında olan Hancock, aniden yükselen ateş ve şiddetli kusmayla hastaneye gitmedi. İçinden bir ses, durumun sıradan bir grip olmadığını söylüyordu. Ancak tanı, on gün sonra konuldu. Bu süre zarfında David komaya girdi, kalbi birkaç kez durdu, akciğerleri sıvıyla doldu ve beyninde iltihap oluştu. Doktorlar, hayatının tehlikede olduğunu belirtti.
Batı Nil virüsü, tropik kökenli olup Kuzey Yarımküre’deki yerli Culex türü sivrisineklerle yayılıyor. Virüs, özellikle kuşlarda çoğalarak kıtalar arası yayılabiliyor. ABD’de her yıl ortalama 1.300 kişi ağır şekilde enfekte oluyor ve 130 kişi hayatını kaybediyor.
David’in kardeşi Bob Hancock, yıllardır sivrisinek davranışlarını araştıran bir biyolog. David’in hastalığı, Bob’un araştırma odağını değiştirdi ve onu tıbbi entomoloji alanına yönlendirdi. Bob, tropik sivrisineklerin iklim değişikliği nedeniyle Kuzey Amerika’ya yayılmasının endişe verici olduğunu vurguluyor.
David Hancock, komadan çıktıktan sonra nefes alma ve konuşma yetilerini yeniden kazanmak zorunda kaldı, dokuz ay boyunca rehabilitasyon gördü. Eşi Teri, David’in artık eski hali gibi olmadığını, virüsün beyninde bıraktığı hasarın etkili olduğunu söylüyor.
Hikâye, sivrisineklerin kendiliğinden tehlikeli olmadığını, esas tehlikenin taşıdıkları virüslerde yattığını gösteriyor. David ve eşi Teri, sivrisineklerle mücadelede bolca sinek kovucu kullanıyor. Bob ise bilimsel merakını kaybetmeden sivrisineklerin davranışlarını incelemeye devam ediyor.