Eski Yunanistan Başbakanı Tsipras’ın yeni kitabından Türkiye’ye dair notlar

Eski Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras, "İthaka" adlı yeni kitabında başbakanlık yaptığı döneme ışık tutarken, Türkiye ile ilişkilere, Kıbrıs meselesine ve Crans-Montana sürecine dair çarpıcı detaylar paylaştı.

Aleksis Tsipras, henüz yayımlanan ve 2015–2019 yılları arasındaki başbakanlık dönemini ele aldığı "İthaka" isimli kitabında, dış politika konularına geniş yer ayırdı. Kitapta özellikle Türk-Yunan ilişkileri, 2016 darbe girişimi sonrası süreç ve Kıbrıs müzakerelerindeki kritik anlar dikkat çekiyor.

Türkiye ile İlişkilerde İki Farklı Dönem

Tsipras, kitabında Türkiye ile olan ilişkileri iki ayrı döneme ayırarak inceliyor. İlk dönem, Temmuz 2016’daki darbe girişiminden önceki süreci kapsarken, ikinci dönem darbe girişimi sonrasına odaklanıyor.

Eski Başbakan, görev süresi boyunca komşu ülkeye yedi ay içinde üç ziyaret gerçekleştirdiğini ve bu ziyaretlerin iki ülke arasındaki "pozitif gündemin" ilerlemesini sağladığını belirtiyor. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Aralık 2017’de Yunanistan’a yaptığı tarihi ziyarete ve dönemin Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopoulos ile kamuoyu önünde yaşanan tartışmaya da değiniyor.

Kitapta, Ege ve sınırdaki gerginliklere de yer veriliyor. 2 Mart 2018'de Meriç sınırında iki Yunan askerinin tutuklanması ve "Barbaros" araştırma gemisinin Ege'ye çıkışıyla ilgili olaylar anlatılıyor. Tsipras, Yunan fırkateyni ‘Nikiforos Fokas’ın Barbaros’un karşısında yer aldığını hatırlatırken, mevcut Miçotakis hükümetini "Oruç Reis" krizindeki tutumu nedeniyle eleştiriyor.

Kıbrıs ve Crans-Montana: "Tarihi Fırsat Kaçtı mı?"

Tsipras, kitabında Kıbrıs sorununun çözümüne en çok yaklaşılan anın 2017’deki Crans-Montana görüşmeleri olduğunu savunuyor. Ancak Kıbrıs Rum liderliğini, Türkiye’nin garantiler konusunda yaptığı "özel açılımı" test etmeyerek tarihi bir fırsatı kaçırmakla suçluyor.

Kitaptaki iddialara göre:

Türkiye, BM Genel Sekreteri António Guterres’e, belirli koşullarda garantilerin kaldırılmasının görüşülebileceği yönünde özel bir mesaj iletti.

Dönemin Kıbrıs Rum lideri Nikos Anastasiadis ise bu sinyali bir "blöf" olarak değerlendirdi ve Tsipras’ın İsviçre’ye giderek durumu başbakanlar düzeyinde test etmesine sıcak bakmadı.

Tsipras, garantiler sistemini "sürdürülemez" bulan Guterres Çerçevesi’nin masaya konmasını "nadide bir fırsat" olarak nitelendiriyor.

Eski Yunan Başbakanı ayrıca, Crans-Montana öncesinde dönemin Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım’ın Atina ziyaretinde, AB’nin gelecekteki güvenlik düzeninde rol oynayabileceğine dair "küçük bir pencere araladığını" da aktarıyor. Tsipras'a göre, Ankara’nın bu esnekliği resmiyet kazanmadan önce değerlendirilmeliydi; zira konferansın son akşam yemeğinde Türk tarafı daha sert bir pozisyona dönmüş ve süreç tıkanmıştı.
 

İLGİLİ HABERLER