ABD Yüksek Mahkemesi, eski Başkan Donald Trump’ın doğum yoluyla ABD vatandaşlığı hakkını sınırlayan yürütme emrine yönelik açılan davalarda kritik bir karara imza attı. Mahkeme, alt mahkemeler tarafından verilen ülke çapındaki ihtiyati tedbir kararlarının yetki sınırlarını aştığını belirterek, bu kararların uygulanmasının önünü açtı.
Yüksek Mahkeme’nin 9 üyesinden 6’sı çoğunluk lehine oy kullanarak, federal mahkemelerin söz konusu yürütme emrine karşı evrensel (ülke çapında) tedbir kararı veremeyeceğini hükme bağladı.
Yargıç Amy Coney Barrett, çoğunluk adına kaleme aldığı gerekçeli kararda şu ifadeleri kullandı:
"Önümüzdeki mesele bir çözüm yolu meselesidir. 1789 Yargı Yasası uyarınca, federal mahkemelerin evrensel ihtiyati tedbirler çıkarma konusunda eşitlikçi bir yetkisi olup olmadığı. Evrensel bir ihtiyati tedbir, eşitlikçi bir otoritenin kullanımı olarak haklı gösterilebilir, ancak Kongre federal mahkemelere bu yetkiyi vermemiştir."
Yüksek Mahkeme, Trump’ın başkanlık emrinin anayasal olup olmadığına dair doğrudan bir karar vermedi. Ancak azınlıkta kalan üç liberal yargıç, söz konusu emrin açıkça anayasaya aykırı olduğunu savundu.
Emir Ne İçeriyor?
Trump’ın başkanlık döneminin ikinci kez başlamasının ardından imzaladığı yürütme emri, ABD topraklarında doğan ancak ebeveynleri kısa süreli vizeyle ya da yasal statü olmadan ülkede bulunan bebeklere vatandaşlık verilmesini engellemeyi hedefliyor.
Yürütme emrine karşı üç ayrı dava açılmış ve alt mahkemeler ülke çapında ihtiyati tedbir kararı vermişti. Trump yönetimi ise bu kararların yetki aşımı olduğunu savunarak Yüksek Mahkeme’ye başvurmuştu.
Ne Anlama Geliyor?
Yüksek Mahkeme’nin bu kararı, yürütme emrinin yasal statüsünü doğrudan belirlemese de, alt mahkemelerin Trump’ın politikalarını ülke genelinde durdurmasının önüne geçmiş oldu. Bu durum, ileride benzer başkanlık emirlerinin daha az yargı denetimiyle yürürlüğe girmesinin önünü açabilir.