İstanbul Silivri'de saat 12.49'da gerçekleşen deprem, şehrin tüm ilçeleri ile birlikte İzmir, Bursa gibi Türkiye'nin pek çok kentinden hissedilirken, İstanbul'da pek çok bölgede yaşayan vatandaşlar evlerinden çıkarak parklar gibi ortak yaşam alanlarına koştu. Uzun zamandır kamuoyunun ve bilim insanlarının gündeminde olan "Büyük İstanbul Depremi"nin bir öncülü olup olmadığı tartışılan bu deprem, dünya basınında da yer buldu.

ABD'li Associated Press'in, "İstanbul'u sarsan 6.2 büyüklüğündeki depremde 150'den fazla kişi yaralandı" başlığıyla yayımladığı haberde, depremin bina ve yapılara zarar vermediği tespit edilirken, yaralanan vatandaşların durumunun altı çizildi. Deprem sonrası İstanbul'da vatandaşlarla röportaj yapan Associated Press, insanların anlık sarsıntı ve sonrasındaki artçı depremler ile yaşadığı tedirginliği vurguladı.

BBC'nin "İstanbullular 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından sokaklara akın etti" başlığıyla yayımladığı haberde, yapılan röportajlar ile öğrencilerin deprem sonrasında yaşadığı korku ön plana çıktı. Öğrenciler, depremin ardından kutlama yaptıkları okul binalarının güvenli olmadığını ve binalara tekrar girmeyeceklerini belirtirken, evine dönmek istemeyen ve akşamı okul bahçesinde kalarak geçireceğini söyleyen öğrenciler kaydedildi.
Al Jazeera'de "'Kedimi kaptım ve kaçtım': İstanbul'da deprem paniği" başlığıyla yayımlanan haberde, panik ve korku duygusu ile parklara dökülen insanların portresi yansıtılırken, aynı zamanda insanların 1999 yılında 17 Ağustos'ta gerçekleşen 7,6 büyüklüğündeki Gölcük depreminin anılarıyla tekrar deprem endişelerinin arttığı kayda geçti. Resmi tatil olan 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda öğlen saatlerinde gerçekleşen depreme pek çok aile çocuklarıyla beraber evlerinde, parklarda veya kafelerde yakalandılar.