© Muhalif 2024

DEM Parti’den Genel Kurul’da Kobani ablukası; üç günde üç ayrı Kobani araştırma önergeleri

TBMM’nin üçüncü partisi DEM Parti, Genel Kurul’un bu haftaki yasama faaliyetinin yapıldığı Salı, Çarşamba ve Perşembe günü Kobani olaylarına ilişkin üç ayrı başlıkta araştırma önergeleri verdi. Genel Kurul’un 21 Mayıs 2024 tarihli oturumunda, Kars Milletvekili Grup Başkan Vekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ve Muş Milletvekili Grup Başkan Vekili Sezai Temelli tarafından ‘ 6-8 Ekim Kobani olaylarının tüm yönleriyle araştırılması’ önergesi, 22 Mayıs 2024 tarihinde, ‘ Kobani  davasının siyasi boyutunun araştırılması’ önergesi, 23 Mayıs 2024 tarihinde ‘Kobani davasındaki hukuksuzlukların bütün boyutlarıyla araştırılması’ önergelerinin görüşmeleri yapıldı. AKP ile sert tartışmalarla geçen önergeler reddedilerek gündeme alınmadı.

 Meclis’in son üç döneminde 17’den fazla Kobani araştırma önergesi

DEM Parti’den alınan bilgiye göre, Kobani olayları ve davaya ilişkin 26.  Yasama döneminde 2 adet araştırma önergesi Genel Kurul’a indirildi. 27.  yasama döneminde Genel Kurul’a indirilen 4 adet önergeyle birlikte 9 adet araştırma önergesi verildi. 28. Dönemin ilk iki yasama yılında 3’ü Genel Kurul’a indirilen önergelerle. 3 adet daha araştırma önergesi verilmiş durumda.

Hülya Özmen - Muhalif Özel

TBMM Genel Kurul’un bu hafta ki yasama çalışmalarında DEM Parti Kobani olaylarına ilişkin üç ayrı başlıkta araştırma önergeleri verdi. Genel Kurul’un 21 Mayıs 2024 tarihli oturumunda, Kars Milletvekili Grup Başkan Vekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ve Muş Milletvekili Grup Başkan Vekili Sezai Temelli tarafından ‘ 6-8 Ekim Kobani olaylarının tüm yönleriyle araştırılması’ önergesi, 22 Mayıs 2024 tarihinde ‘Kobani  davasının siyasi boyutunun araştırılması’ önergesi, 23 Mayıs 2024 tarihinde ‘Kobani davasındaki hukuksuzlukların bütün boyutlarıyla araştırılması’ önergelerinin görüşmeleri yapıldı. AKP ile sert tartışmalarla geçen önergeler reddedildi. DEM Parti’den alınan bilgiye göre, Kobani olayları ve davaya ilişkin 26.  Yasama döneminde 2 adet araştırma önergesi Genel Kurul’a indirildi. 27.  yasama döneminde Genel Kurul’a indirilen 4 adet önergeyle birlikte 9 adet araştırma önergesi verildi. 28. Dönemin ilk iki yasama yılında 3’ü Genel Kurul’a indirilen önergelerle. 3 adet daha araştırma önergesi verilmiş durumda.

 Kobani görüşmelerinden bazı bölümler şöyle: 

Gülüstan Kılıç Koçyiğit: Kobani kumpas davası aynı zamanda bu IŞİD barbarlarının intikamını alma davasıdır.

 GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) – Tabii, şunu söylemek gerekiyor: Kobani kumpas davasını açtıran ortamın en temelinde ne vardı? HDP'nin 7 Haziran başarısı vardı. HDP 7 Haziranda zafer elde etti, AKP ilk defa iktidar olma -tek başına iktidar olma- yeteneğini kaybetti. 8 Haziran sabahı AKP-MHP ve Ergenekon bir ittifak kurdular ve o ittifakın sonucunda da HDP'ye karşı, Kürt halkına karşı, Türkiye demokrasi güçlerine karşı büyük bir siyaseti, büyük bir kumpas siyasetini devam ettirdiler. O anlamıyla Kobani kumpas davasının iktidarın ayakta kalma, kendi bekasını sağlamlaştırma, kendisini iktidardan düşüren, onlara muhalefeten tek başına iktidar olma yeteneğini kaybettiren partiye kurulmuş bir tuzak olduğunun, siyasi bir kumpas olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Diğeri neydi? Hatırlarsanız, 2014 yılında IŞİD barbarları Kobani’yi kuşattılar, bu ülkedeki vicdan sahibi Kürt’ü, Türk’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Alevi’si, kadını, erkeği, genci, milyonlarca insan sokağa çıktı ve “Kobani onurumuzdur.” dedi, Kobani’yi savundular.

Sonuç? Sonuç; Türkiye de mecbur kaldı, insani koridoru açtı, peşmergeler yardım götürdü, uluslararası koalisyon yukarıdan destek attı ve Kobani özgürleşti. 12 bin gencini kaybetti, 12 bin yiğidini, evladını toprağa verdi ama IŞİD barbarlarına topraklarını vermedi ve topraklarını özgürleştirdi.

İşte, Kobani kumpas davası aynı zamanda bu IŞİD barbarlarının intikamını alma davasıdır. Uluslararası bir temsilci açıklama yapmış, demiş ki: “Kobani savaşı devam ediyor Türkiye'de.” Evet, devam ediyor, iktidarın Kobani hıncı devam ediyor, iktidar Kobani düşmedi diye aslında bizlerden intikam alıyor ama şunu söyleyeyim: Bunların hiçbirinin bizim için bir önemi yok. Biz bu Kobani’yi bugün de savunuyoruz, yarın da savunacağız, “Kobani bizim onurumuzdur.” demeye de devam edeceğiz.

 Genel Kurul’da verilen Kobani  araştırma önergeleri

Öneri:

21 Mayıs 2024 tarihinde Kars Milletvekili Grup Başkan Vekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ve Muş Milletvekili Grup Başkan Vekili Sezai Temelli tarafından (5557 grup numaralı) 6-8 Ekim Kobani olaylarının tüm yönleriyle araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 21/5/2024 Salı günkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.

DEM PARTİ GRUBU ADINA MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) – Evet, bu 10’uncu önergemiz, onu öncelikle söyleyeyim. 10’uncu defadır bu kürsüde, bu Parlamentoda Kobani protestolarında yaşanan ölümlerin, suçların bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkarılması için talepte bulunuyoruz ama iktidar grubu ve ortağı tarafından bu önergelerimiz reddediliyor.

Kobani’de ne oldu? 15 Eylülde IŞİD, Kobani’yi kuşattı ve Salih Müslim acil yardım talebinde bulundu, yüz binlerce insanın, 400 bin Kobanilinin ölüm tehdidi altında olduğunu ifade etti. Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Stefan de Mistura 7 Ekimde açıklama yaptı ve katliam riskine dikkat çekti, “Kobani halkını koruyalım.” çağrısında bulundu; Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun da Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri de aynı çağrıyı yaptı. Bütün dünyada bu çağrılar çığ gibi büyüdü ve 25 Eylülden sonra bütün dünyada, bütün kıtalarda Kobani halkıyla dayanışma eylemleri yapıldı ve IŞİD protesto edildi. Bu protestolar 25 Eylülde başladı, neden “6 Ekim” geçiyor; onu da bir soru olarak koyuyorum. 6-8 Ekimde genel kabul gören veri -çünkü iktidar soruşturmuyor, kovuşturmuyor, failleri bulmuyor, yakalamıyor, ceza vermiyor- 54 ölüm ve bunların 47’si partimizden, HDP’li, partimizin üyeleri, yöneticileri. Ve bundan sonra ne oldu, protestolar sırasında ne oldu gerçekten? Faşist, paramiliter, hizbulkontra güçleri destek aldılar, iktidar kışkırttı bunları ve engellemedi; engellemediğine dair yüz binlerce tanık gösterebiliriz, bu da kayıtlarda bulunsun.

Tabii, söyleyeceğim çok şey var bu araştırma önergesine. Kendinize güveniyorsanız katilleri neden yakalamıyorsunuz, katilleri siz mi sokağa saldınız, paramiliter güçleri iktidar mı sokağa saldı? Ki biz buna inanıyoruz, o ölümlerden sorumlu olan iktidardır. HDP’lileri kim öldürüyor? Yasin Börü’yü ağzınıza dolamaktan vazgeçin, yazıktır, günahtır. Daha dün gibi propagandasını yaptınız. İnsan hakikaten insanlığından utanıyor. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

---

22 Mayıs 2024 tarihinde Kars Milletvekili, Grup Başkan Vekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ve Muş Milletvekili, Grup Başkan Vekili Sezai Temelli tarafından verilen 5574 grup numaralı Kobani davasının siyasi boyutunun araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerin 22/5/2024'de Çarşamba günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.

DEM PARTİ GRUBU ADINA AYŞEGÜL DOĞAN (Şırnak) – Duydunuz önergemizin nedenini ama ben de bir kez hatırlatayım: Günlerdir kamuoyunda “Kobani davası” olarak bilinen davayı konuşuyoruz. Biz de yine reddedeceğinizi bildiğimiz ama ısrar etmekten vazgeçmeyeceğimiz bir öneriyle tekrar karşınızdayız. Bu defa ne istiyoruz? Diyoruz ki: Gelin, mahkemelerde değil bu Parlamentoda konuşulması gereken şeyleri konuşalım. Aslında yargı konusu olmaması gereken, siyasi tartışma, eleştiri ya da istişare konusu olması gereken ve kamuoyuna “Kobani davası” olarak geçen bu davanın nedenlerini burada konuşalım. İsterseniz ben bazı anımsatmalar yapayım öncelikle size, o döneme ve iklime dair hatırlatmalar yapmak istiyorum, hiç kimse bunları inkar edemez, dönelim bakalım; eğer Kobani davası siyasi bir dava değilse, eğer Kobani yargılamaları bir rövanş yargılaması değilse, eğer Kobani davası bir intikam siyasetinin çıktısı değilse, eğer gerçekten hukuki bir yargılamaysa, eğer gerçekten hukuki prosedürler işletildiyse, eğer gerçekten insanların adil yargılanma hakkı gözetildiyse o hâlde Sayın Genel Kurul, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizatihi kendisi 2018 yılında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Demirtaş kararı hakkında nasıl şöyle bir açıklama yapabilir, hatırlayalım hep birlikte, dedi ki: “Kararı tanımıyoruz, karşı hamlemizi yaparız, işi bitiririz.”

---

23 Mayıs 2024 tarihinde Kars Milletvekili Grup Başkan Vekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ve Muş Milletvekili Grup Başkan Vekili Sezai Temelli tarafından (5596 grup numaralı) Kobani davasındaki hukuksuzlukların bütün boyutlarıyla araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 23/5/2024 Perşembe günkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.

DEM PARTİ GRUBU ADINA NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) – Değerli milletvekilleri, HDP'nin demokratik siyasi mücadelesini ve fikriyatını bitirmek için düzenlenen Kobani kumpas yargılamasında verilen karar döndü dolaştı, atılan bir “tweet”e dayandırıldı ve yıllardır, hâlâ bu “tweet”i konuşuyoruz. AİHM Büyük Dairenin Aralık 2020'de “Demirtaş Türkiye” kararındaki tespitini de hatırlayalım: Mahkeme bu çağrıların siyasi ifade sınırları kapsamında kaldığını, bu hâliyle şiddete çağrı oluşturmadığını değerlendirdi yani 6-8 Ekim olaylarını doğrudan, söz konusu bu “tweet”i “Yapılan çağrıların bir sonucu değildir.” dedi yani “İlliyet bağı yoktur.” dedi. Peki, bu "tweet"le alakası kurulamayan olaylardan dolayı kumpas mahkemesi ceza verebildi mi? Hayır. Özetle, yürüttüğünüz algı operasyonu çöktü. Kumpas mahkemesinde vekâleten yerinize bakan sözde hâkim ve savcılara bir göz atalım: Tahliye olması gerekirken alelacele Demirtaş ve Yüksekdağ hakkında uydurma mükerrer bir soruşturmayla tahliyeyi engelleyen savcı Yüksel Kocaman; kendisi, Ayhan Bora Kaplan’dan villa ve araba aldığı iddia edilen kişi; aynı zamanda Eylül 2020'de lüks tatili, bu tatile giderken özel helikopter kullanması, düğününe sadece üst düzey hukuk yetkililerinin değil, Genelkurmay Başkanından YSK Başkanına, İçişleri Bakanından Genelkurmay Başkanına kadar AKP'lilerin sıra sıra katıldığı nikâh sonrası sarayda ağırlanan Yüksel Kocaman. Üç yıl boyunca soruşturma dosyasını bekleten, ölü bir soruşturmayı canlandırmak için özel atadığınız Savcı Ahmet Altun; hani fellik fellik gizli tanık arayan, sahte delil toplayan, Sinan Ateş dosyasında da bazı şüphelileri bırakması karşılığında MHP Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter tarafından Yargıtay üyeliğinin teklif edildiği söylenen kişi. Bu savcının hazırladığı 324 klasör, 3.530 sayfalık iddianameyi bir hafta gibi bir sürede sözde incelediği söylenen Bahtiyar Çolak; kendisi derin devletin ticari istihbarat ayağı olarak adlandırılan, nitelikli dolandırıcılık ve birçok suçtan iddianame düzenlenen Ata Dedeler suç örgütünün bir mensubu. Peki, buna rağmen dosyada alınan kararlar geçersiz mi sayıldı? Hayır. İptal mi edildi? Ne mümkün? Doğal hâkim ilkesi yok sayılarak tek işi kumpas yargılaması olan kullanışlı hâkim ve savcılarla her zamanki gibi yola devam edildi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER